Buğday fiyatlarında ‘arz fazlası’ krizinin ayak sesleri geliyor

Posted by

Mehmet Hanifi GÜLEL

Dünyada tahıl ambarı olarak nitelendiren Karadeniz havzasında buğday fiyatların yüksek stok ve yeni hasat sezonunda beklenen üretim artışının etkisiyle 2020 yılı seviyesi olan 200 doların altını gördü.

Üretici ülkelerdeki yüksek stokların ve yeni hasat sezonunda beklenen üretim artışının fiyatlarda düşüşü tetiklediğini belirten sektör temsilcileri, Türkiye’de iklimsel şartların iyi gitmesi, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) yüksek stok devri ve üretimdeki artışla oluşacak arz fazlasıyla yeni bir krizin oluşması bekleniyor.

Fiyatların son dönemde gerilemesine temel neden olaraksa alıcı ve satıcı ülkelerdeki yüksek devir stoklarının yanı sıra yeni hasat ile beklenen yüksek üretim rekoltesi gösteriliyor.

Temsilcileri, Türkiye’de yüksek girdi maliyetlerinden dolayı buğday fiyatlarının dünyanın üzerinde olacağını belirtiyorlar. Türkiye’de 6,7 milyon hektarlık ekim alanıyla birinci sırada bulunan buğday üretimi, iklimsel bir olumsuzluk yaşanmaması halinde 2023’te yakalanan 22 milyon tonun üzerinde bir rekolte tahminleri de yapılıyor.

TMO’nun 2023’te üreticiden ton başına kırmızı ve beyaz sert ekmeklik buğdayı 8.250 TL, makarnalık buğdayı 9.000 TL’den almış ayrıca 1.000 TL destek verdi ve yaklaşık 13 milyon tonluk alım yaptı. Kendi depolarının yanı sıra lisanlı depolara da ürün koydu. Yeni sezon öncesi elindeki yüksek stoku eritmek için uluslararası ihaleye çıkan TMO, 11 Mart’ta yaptığı 150 bin tonluk makarnalık buğday ihracatı için gelen 270 ile 300 dolar arasındaki fiyat tekliflerini düşük olduğu gerekçesiyle ihaleyi onaylamadı.

Yaklaşan yeni hasatla birlikte sektör temsilcileri, yüksek girdi maliyetleri ve üretimin azalmaması için buğdayın ton başına fiyatının en düşük 11.500 TL, en yüksek 12.000 TL artı 2 TL destekleme primli fiyat bekliyor. Daha önceki kıtlık yıllarını dengeli yöneten TMO, son 2 yıldır bolluk yıllarını yönetmeye çalışıyor.

Planlı üretim üzerinde çalışılıyor

Diğer yandan, buğdayda oluşacak arz fazlası üretim artışının düşük fiyat krizin yol açabileceği hususu üzerinde de duruluyor. Geçtiğimiz hasat sezonunda mısır üretimindeki maliyet artışları ve 9 milyon tonluk rekolteye rağmen TMO sadece yüzde 5.3’lik artışla 6.000 TL alım fiyatı açıklanmıştı. Düşük fiyatlardan dolayı mısır ekim alanlarında yüzde 25’e varan azalma yaşandığını belirtiliyor.

Temsilcileri, buğday fiyatında yüksek maliyetlere rağmen böyle bir yol izlenmesinden de endişe duyuyor. Temsilciler, planlı üretimin önemine dikkat çekiyor. Daha önce DÜNYA’ya konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, verimli, kaliteli, sürdürülebilir bir üretim ve kayıtlılığı sağlayacak “planlı üretim” programını eylül 2024’te 81 ilde topyekun hayata geçirmek hedefiyle çalıştıklarını aktarmıştı.

Pandemi sonrası dünyada talep düştü

Son birkaç yıldır buğday üretimi ve iklim ile ilgili ciddi sorunların yaşanmadığına değinen Agrolino Gıda Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Buttanrı, artan üretimle beraber pandemi sonrası talepte de bir artışın yaşanmadığını aktardı. Büyük ihracatçı ülkeler olan Rusya, Fransa, Kanada, Kazakistan, ABD, Ukrayna ve Almanya’da stok fazlası buğday oluştuğunu bildiren Buttanrı, söz konusu stokların eritilmesi için buğday fiyatları sürekli düştüğünü bildirdi.

Diğer yandan, dünyada ciddi enflasyonun olmasına rağmen, 2024 Mart ayı itibarıyla buğday fiyatlarının 2020 yılı seviyelerine kadar gerilediğine dikkat çeken Buttanrı, “Şikago Tahıl Borsasın’da (CME) 15 Mart 2024’te 5.30 dolar/bushel (takribi 190 dolar/Ton) fiyatlara kadar geriledi.

Eylül 2022’de Rusya’dan ithal edilen 12.5 protein ekmeklik buğdayların tonu 330 dolardan, şu an 210 dolara geriledi. Bu düşüşlerin temel sebebi, COVİD öncesi stokların eritilme isteği, dünyadaki ekonomik durgunluk ve beklenen üretim artışı olarak değerlendiriliyor” dedi.

Türkiye fiyatta dünyanın üstünde kalacak

Yakın coğrafyamızda Rusya’nın yıllık 95 milyon ton buğday üretimi ve 50 milyon ton buğday ihracatı ile dünyanın en büyük buğday ihracatçısının yanı sıra fiyatlarda en rekabetçi olduğu ülke konumunda olduğunu vurgulayan Buttanrı, “Girdi maliyetleri, yüksek enerji maliyetleri, icar ücretleri gibi artışların olduğu bir ortamda, şu an Rus ve Ukrayna çiftçisi tarlasında buğdayı 100 ile 130 dolar bandında satıyor. Diğer yandan, 2024’te buğday fiyatlarını diğer emtialar ile beraber iklim ile ilgili nisan mayıs yağışlarının iklim koşulları belirleyici olacak.

Ancak, Türkiye’de ise primler ile beraber buğday fiyatlarının dünya fiyatlarının bir hayli üstünde olacağını düşünüyorum. Olası iklim riskleri ve ekilişlere bakarak 22-23 milyon ton üretim olması halinde ilginç bir sezon olacak. Genel kanı ve güncel iklim koşulların bu şekilde devam etmesi durumunda, temmuz-agustos döneminde Avrupa ve Karadeniz ülkelerindeki hasat baskısı ile az bir miktar fiyatların düşmesi bekleniyor” diye konuştu.

Süveyş Kanalı’ndaki lojistik sıkıntılar fiyatları düşürdü

Dünyada beklenen yüksek devir stoklarına ilaveten, birçok üretici ülkede yaklaşan hasat tonajının yüksek olacağı beklentisi ve alıcı ülkelerde bulunan ithalat stoku nedeniyle fazla bir alım stresinin olmaması fiyatların düşmesinde önemli olduğunu kaydeden Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürsel Erbap, ayrıca Süveyş Kanalı’nda yaşanan lojistik sıkıntılardan dolayı diğer destinasyonlara çevrilen yüklerin fiyatların da daha düşük verildiğini söyledi.

Borsalarda işlem gören buğday emtia fiyatları da ileriye dönük fiyatlamalarda savaş riski ve hasada kadar gelişmesi beklenen olumlu hava şartları nedeniyle baskı altında olduğunu belirten Erbap, ‘’Hasada kadar fiyatların bu seviyelerde seyredeceğini, hasatta navlun fiyatlarında petrol ve lojistik şartlar sebebiyle bir yükseliş olmazsa gevşeme olasılığı var.

Ancak sonbahardan itibaren hava şartlarının da etkisi ile fiyatların yükselmeye başlaması mümkün. Şu anda yayınlanan raporlara göre dünya buğday ve buğday ürünleri tüketiminde, halihazırda savaş bölgelerinde yaşanan düşüklüklere rağmen, toplam 803 milyon tonluk rekora yakın bir tonaj bekleniyor” dedi.

En az 11 bin 500 TL fiyat bekleniyor

Son yedi yılın en düşük kapanış stokları olmasına rağmen, talep düşüklüğünün fiyatların gerilemesinin ana nedeni olduğunu kaydeden Taban Gıda CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, yine en büyük ithalatçı ülkelerden Mısır, Türkiye ve İran gibi ülkelerin hasat zamanlarının yaklaşmasının etkili olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin elindeki stok ve en büyük ihracatçı olan Rusya’nın elindeki ciddi stokun fiyatların aşağı yönlü seyretmesine neden olduğunu belirten Hacıhaliloğlu, ‘’TMO’yu zor bir dönem bekliyor. Girdi maliyetlerinin bu denli artış gösterdiği bir dönemde (işçilik, mazot, gübre ve icar) dünya fiyatları geri sayıyor. Ekiliş alanlarının azalmaması için en az 11.500 TL gibi bir alım fiyatı bekleniyor. Ancak dünya fiyatlarının çok üzerinde kalma olasılığımız da çok fazla. Dünya fiyatlarında yatay bir seyir devam edecek.

Finansmana ulaşım kolaylaşır ve maliyeti düşerse, ülkelerin stok yapma isteği artacak. Buna bağlı olarak fiyatlarda yukarı yönlü harekete geçebilir. Ciddi bir stok fazlası durumun söz konusu olduğunu düşünmüyorum. Ancak ülkemizde böyle bir durum oluşabilir. TMO’nun un ihracatı yapan firmaları destekleyerek, bu durumun sıkıntıya düşmesini engelleyecektir” diye konuştu.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir